1 Ağustos 2008 Cuma

yol.

YOL
Silahlarımı bıraktım da oturdum yazı başına…
bir yerlere gitmek ama
giderken gerçek gibi hissedebildiğin,
kimi zaman yürür gibi,
adım adım aşmak gibi, üstünden hızlıca geçmek gibi değil...
işte o zaman bir yolculuk olur ya hani..
o yolların üstünden geçerken zamanın da üstünden geçersin.
Düşünürsün, düşünmek için gidecek yolun vardır, seni seçtiğin bir uzaklığa vardıran, çoğu zaman belirli bir amaca doğru...
düşünürsün neyin varsa düşünecek,
tartacak
ve öyle ya da böyle varacağın bir düzlem olacak,
bir noktasında Var olacaksın. Varmış olacaksın.
Trenden ineceksin mesela, şehrin ilk uyanan duraklarından birinde,
şehr-i kalbe kurulu bir gardan
hayata tekrar karışacaksın.

Hep yollarda gelecek söz,
Seni yücelten de
Daraltan da..
Yolda.

(Neredeyse yere değen bir çift minik pabet,
Nasıl sığdığını anlayamadığın bir pantolon,
Uçuk pembe bir bluz ile
Yine yolda.)

Gide gide geleceğim dik noktadan ürküyorum ara sıra.
Dengede durmanın gittikçe zorlaştığı yerden.

Tanımadığım yerlerden ürker oldum geceleri.
Bir yeri ne kadar tanımak istediğimden
emin de değilim

Boşa düşen fikirlerden hoşlanmıyorum.
Boşa düşen hayallerden hoşlanmıyorum.
Boşa düşen sözlerden hiç hoşlanmıyorum.
Karşılık beklemiyorum
Ama karşılaşma istiyorum.

Hiç yorum yok: